Karadeniz yaylalarında sis denizi

Karadeniz Yayla Rüyası

Sabahın çok erken bir saatinde, sis denizi vadinin içinde nefes alıp veriyor. Ahşap evlerin pencerelerinde düşük bir ışık, taze demlenmiş çayın kokusuyla birlikte yayılıyor. Karadeniz’in yaylaları, yürüyüşlerin yalnızca ayaklarla değil akılla da yapıldığını hatırlatır: Ritim, nefes, sabır. Bir yokuşun sonunda karşınıza çıkan uçsuz bucaksız yeşil, insanın içindeki sessizliği büyütür.

Hangi yaylalar? En popüler üçlüyü bir araya getirerek başlayın: Pokut, Huser ve Gito. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi, bu yaylaların pek çoğu için üs gibidir. Pokut’ta ahşap evler çimenli bir sırtın üstünde yan yana dizilir; gün batımında sis denizi yükselince evlerin etrafında pamuk gibi bir örtü dolaşır. Huser, gün batımı için efsanedir; sis uygun yükselirse güneş, bulutların arasından kocaman bir top gibi iner. Gito ise görece daha sakin ve ormanla kol kola yürür; sabah yürüyüşlerinde kuş sesleri yola eşlik eder.

Yürüyüş ve zorluk: Bu rotalar, iyi havada orta zorlukta yürüyüşler sunar. Rota işaretleri bazı bölümlerde zayıf olabilir; yerel rehber, harita uygulamaları ve offline haritalar faydalıdır. Yağmur sonrası zemin kayganlaşır; baton ve bileği kavrayan bir bot güvenlik hissini yükseltir. Vadi geçişlerinde sis aniden yoğunlaşabilir; yön bulmak için işaretli patikadan ayrılmayın.

Mevsim ve hava: En stabil dönem genellikle Temmuz–Eylül arasıdır; ancak Karadeniz’de her mevsim sürprizlere açık olduğu unutulmamalı. Yaz günü dahi yağmur, sis ve güneş aynı gün içinde art arda gelebilir. Katmanlı giyinmek, su geçirmez hafif bir ceket ve yedek çorap taşımak en iyi sigortadır. Geceler yaylada serin olur; pansiyonlarda battaniye ve soba bulunur ama yine de ince bir termal katman iş görür.

Konaklama: Aile pansiyonları ve butik ahşap konaklar, bölgenin ruhunu yansıtır. Akşam yemeğinde mısır ekmeği, muhlama, kara lahana sarması ve taze alabalık gibi yerel tatlar sunulur. Kahvaltılarda yayla tereyağı, bal-kaymak ve mıhlama tadına doyulmaz. Kalabalık sezonda rezervasyon şart; köy içi ses kurallarına saygı, gece saatlerinde sessizlik, yayla yaşamının temel nezaketidir.

Rota önerisi – 2 gün, 1 üs: Çamlıhemşin merkezde konaklayın. 1. gün sabah erkenden Pokut’a çıkın; gün ortasında yayla içinde kısa yürüyüş, akşam üstü Huser’e geçiş ve gün batımı. 2. gün Gito’ya yönelin; orman patikalarında 3–4 saatlik dairesel bir rota yapın. Dönüşte Zilkale’yi ziyaret ederek Fırtına Vadisi’nin taş mimarisine selam verin.

Ulaşım ve yollar: Yayla yolları bazı bölümlerde stabilize ve virajlıdır; yağmurdan sonra çamur oluşur. Araç kiralayacaksanız yüksek tabanlı bir seçenek konfor sağlar. İniş ve çıkışlarda vites küçültmek, frenleri yormamak için önemlidir. Toplu taşımayı ve yerel dolmuşları kullanmak da mümkündür; saatleri önceden sormak gerekir.

Ekipman listesi (hafif ama yeterli):

Lezzet durakları ve çay: Çay tarlalarının arasındaki küçük kır kahvelerinde odun sobasının üstünde demlenen çay, yayla rüzgârıyla birlikte bambaşka bir tat taşır. Mısır ekmeğiyle birlikte sunulan peynir ve tereyağı, yürüyüş sonrası hızlı toparlanma sağlar. Mevsiminde böğürtlen ve yaban mersini, yol kenarlarında küçük sürprizlerdir; ancak yalnızca emin olduğunuz meyveleri toplayın ve doğaya zarar vermeden davranın.

Sürdürülebilirlik ve saygı: Yayla çayırları hassastır; araç parkını yalnızca izinli alanlarda yapın, bitki örtüsüne basmamaya özen gösterin. Çöpünüzü yanınızda taşıyın; dere yataklarına ve ateş alanlarına asla bırakmayın. Ahşap evlerin önünden geçerken özel mülkiyete saygı gösterin; fotoğraf çekerken izin isteyin. Sessizlik, bu coğrafyanın en değerli hazinesidir.

Son söz: Karadeniz yaylaları, insanın içinde gömülü duran sakinliği ortaya çıkarır. Sis denizinin üstünde yürüyen güneş, ahşabın reçine kokusu, bir yerlerden yükselen tulum sesi… Yolun sonunda, hafızanızda yalnızca manzaralar değil; yürüyüş ritminiz, nefesiniz ve dinlediğiniz sessizlik kalır. Bir rüya gibi gelip geçen o anlar, gerçekte en kalıcı hatıralardır.

Karadeniz Doğa Serin Kaçamak